Soğan Kürü Neden Bu Kadar Popüler Oldu?

Soğan, yüzyıllardır hem mutfakta hem de doğal tedavi metotlarında kullanılan güçlü bir besindir. Son yıllarda ise bilhassa “soğan kürü” ismini verdiğimiz uygulama, başta bayan sıhhati olmak üzere birçok alanda doğal dayanak olarak öne çıkıyor. Antioksidan özellikleriyle dikkat çeken bu kür, bedende detoks tesiri yaratmasıyla tanınıyor.

Soğan kürü, beyaz ya da mor soğanın belli biçimde kaynatılarak içilmesiyle uygulanan bir kürdür. Bilhassa bayanlarda adet düzensizliği ve kist tedavisinde destekleyici olarak tercih edilir. Doğal anti-inflamatuar tesiriyle bağışıklığı da güçlendirir.

Soğan Kürünün Faydaları

1. Bayan Sıhhatine Dayanak Olur

• Rahim içi paklığı sağlar.

• Yumurtalık kistlerinin küçülmesine yardımcı olabilir.

• Adet düzensizliklerinde takviye olarak kullanılır.

2. Bağışıklığı Güçlendirir

• İçeriğindeki kuersetin ve C vitamini sayesinde bedeni enfeksiyonlara karşı korur.

• Soğuk algınlığına ve gribe karşı direnç kazandırır.

3. İltihapları Azaltır

• Eklem iltihabı (artrit) üzere rahatsızlıkların hafiflemesine yardımcı olur.

• İdrar yollarındaki iltihaplarda tesirlidir.

4. Sindirim Sistemini Rahatlatır

• Bağırsakları temizler, kabızlığı önler.

• Gaz sorunlarını hafifletir.

5. Detoks Tesiri Yaratır

• Vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur.

• Karaciğer ve böbrek işlevlerini takviyeler.

Soğan Kürü Nasıl Hazırlanır?

Malzemeler:

• 1 adet orta uzunluk kahverengi (kuru) soğan

• 2 su bardağı su

Uygulama:

1. Soğanı kabuğuyla birlikte yıkayıp dört kesime bölün.

2. 2 bardak suda, kısık ateşte 10 dakika kaynatın.

3. Ilındıktan sonra süzüp sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kere için.

4. Kür 15 gün boyunca nizamlı uygulanmalıdır. Akabinde 1 hafta orta verilip tekrar başlanabilir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

• Hamileler, emziren anneler ve kronik hastalığı olanlar doktora istişareden uygulamamalıdır.

• Kürün tesirli olabilmesi için hazır soğan suyu ya da konsantre eserler yerine meskende taze hazırlanması önerilir.

• Soğan kürünün tamamlayıcı olduğu, tek başına tedavi edici olmadığı unutulmamalıdır.